Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben video paylaşan İnegöl’den Saloni Mobilya’nın sahibi Haluk Özbek’in paralel yapıyla geçmişte yakın ilişkiler içinde olduğu anlaşıldı. Zekeriya Öz’ün Gürcistan üzerinden Almanya’ya kaçışından 2 hafta önce, 20 Temmuz 2015 tarihinde İnegöl Oylat’ta Saloni Mobilya ortaklarından Ahmet Özbek ile görüştüğü iddia ediliyor.
İnegöl’den Saloni Mobilya’nın sahibi, Mobiliyum AVM projesinin fikir mimarı ve Yönetim Kurulu eski Başkanı Haluk Özbek’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben hazırladığı videonun, paralel yapının yeni bir hamlesi olduğu ortaya çıktı. Başbakanlık Danışmanı Servet Hocaoğulları, videonun yayınlanmasının ardından bu saptamayı yapmış ve sosyal medya üzerinden yayınlamıştı. Özbek’in, firari savcı Zekeriya Öz’ün yurt dışına kaçışında yardımcı olduğu iddiası da bu tespiti güçlendiriyor. Zekeriya Öz’ün Gürcistan üzerinden Almanya’ya kaçışından 20 gün evvel, 20 Temmuz 2015 tarihinde İnegöl Oylat’ta Saloni Mobilya ortaklarından Ahmet Özbek ile görüştüğü iddia ediliyor.
ZEKERİYA ÖZ’ÜN KAÇIŞINDA HALUK ÖZBEK DESTEĞİ VAR MI?
Hakkında yakalama kararı bulunan savcı Zekeriya Öz’ün, kaçışından evvel Haluk Özbek ve ailesi ile görüştüğü iddia ediliyor. En son Almanya’ya giriş yapan Öz’ün, Türkiye’den kaçtığında ilk durağı Gürcistan olmuştu. Gürci kökenli iş adamı Haluk Özbek’in, Zekeriya Öz’ün kaçışına yardımcı olduğu iddiası gündemde.
MOBİLİYUM AVM’DE PARALEL FİRMALARA TORPİL YAPILDI MI?
Mobiliyum AVM’nin fikir mimarı da olan Özbek’in projesine ruhsat çıkması konusunda Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Seyfettin Afşar’ın desteği olduğu biliniyor. Avşar’ın paralelle olan bağlantısını Bursa Şehir gazetesi olarak daha evvel sayfalarımızda gündeme getirmiştik. Mobiliyum AVM mağaza dağılımında da, paralel yapıya desteği olan firmaların güzel salonlara yerleştirildiği, diğer ortaklarca dile getiriliyor.
VİDEONUN ARDINDA BİLİCİ TAKTİĞİ Mİ YATIYOR?
Ekrem Dumanlı’nın Zaman Gazetesi’nden istifasından sonra yerine getirilen Abdülhamit Bilici ile yapının taktik değiştirdiğine dikkat çeken Başbakanlık Danışmanlarından Servet Hocaoğulları da, “Bu video o stratejinin bir parçası. Zaten dikte edilmiş bir yazıyı okuyor; metin şu provakatif ortamları hedefliyor.” ifadelerine yer vermişti. Hocaoğulları’nın videoya dair tespitleri şöyle devam ediyor: “Üslup gayet yumuşak; hakaret yok: (Yezid-Firavun-Hırsız-Fasık-Kafir diyen yapının rutin propagandası kullanılmayarak; bu kişi sanki “samimi vatandaş” havası veriliyor ki; genel kanı şu olsun: “Ne var ki, gayet edeplice, sakin ricada bulunuyor…); fakat metinde (1 Kasımda koalisyon olacağından emin olan paralel yapı) “Cumhurbaşkanı’nın asli görevi gezsin-dolaşsın-spor yapsın-gülsün-şeker dağıtsın; sigara içmesin; yani bir “öğretmen” gibi sınıfa giren örnek hoca/bilen kalsın ve sürekli tavsiyede bulunsun; devleti yönetmeyi bıraksın; operasyonları bıraksın; hatta devlet adamlığını bıraksın. Yarın Koalisyonda; sayın Erdoğan’dan bunu bekleyen milyonlar var kampanyası için iklim oluşturuluyor. Oysa sayın Erdoğan her konuda bu taleplerle ilgili konuşmaları, konferansları var; ama amaç “böyle bir cumhurbaşkanı istiyoruz!” kampanyasına “yumuşak güç” kullanarak girmek.
MASUM VATANDAŞ PROFİLİ ÇİZİLİYOR!
Hocaoğulları açıklamasında, Zekeriya Öz ile iş adamının yakınlığına da dikkat çekerek, “Denetlenen ve paralel yapı içinde aktif olan bu iş adamının yarın iş yeri denetimi veya ( başta Zekeriye Öz’e yardım ve yataklık edip etmediğine ilişkin iddialardan; başka bağlantılarına kadar; olası bir hukuki süreç olduğunda) kıyameti koparıp “böyle masum vatandaş bile; bakın başına neler geldi!” denerek; genelde “abi gerçekten konuşmada yumuşak ve cici talepler var; neden adama dokunuldu ki!” dedirtilmek sağlanacak.” dedi.
“BU SEFER ŞEYTAN, SAĞDAN YANAŞIYOR”
Hocaoğulları, iş adamının donanımlı birikiminin de altını çizerek, “Bir vatandaş. “Başka partiye oy verirsem başıma neler gelecek diye korkuyorum…” havası vererek; sanki Türkiye’de bir korku varmış gibi kara propagandayı “şeytan sağdan da yanaşır!” hikmetince sergiliyor.” Sözlerine yer verdi. Vieoyu değerlendirmeye devam eden Hocaoğullarının dikkat çeken diğer açıklaması da şöyle: “Seslenişin bir diğer yanı da 3 sene önce ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde diyerek; sanki Erdoğan’a oy vermiş bir vatandaş mış havası veriliyor; oysa bu iş adamı paralel yapının aktif bir üyesi zaten. Vatandaş olarak seslenmiyor; zaten Zaman gazetesi ile devreye sokulması boşuna değil. “Bizi motive edin…” derken; sanırsın ki, Ak Parti ve Erdoğan hayranı; ülke sevdalısı… Oysa; her cümlenin başına “gizli olumsuzlama” getiriyor. Sayın Erdoğan’ı saldırgan, etrafı çıkarcı, ihaleci, helal iş adamına saldıran dolandırıcıyı kollayan; yönetmeyi bırakıp masumları mahkum etmekle suçluyor… Överken aşağılıyor. Örneğin bu iş adamı; nedense; hoca efendisine de seslenip; “Hocam kalbimiz kırık; kırık testi nağmelerinizden yudumlarken; hep ahireti hatırlıyorduk; şimdi hükümete operasyon yapıyorsun; devletler arası satrançta hamle yapıyorsun; senin medyanın her satırı politika yapıyor; HDP-CHP için her türlü lojistik destekle bildik partizanlık yapıyorsun; “tabelasız parti” olduk be hocam!…” diye de sesleniş içinde olsa; diyeceğiz ki “vatandaş” konuşuyor…veya seslenişte tek bir terörle ilgili cümle de yok; “Sayın Cumhurbaşkanım motivasyon ver; gülümse… ama terörle mücadeleden de vazgeçme!” demiyor. Neden? Çünkü bu sefer şeytan sağdan yanaşıyor!